top of page
  • Yazarın fotoğrafıALAYBEYOĞLU Avukatlık Bürosu

Bank Asya'ya Para Yatırmaya İlişkin Bölge Adliye Mahkemesi Ve Yargıtay Kararları - FETÖ Terör Örgütü

Güncelleme tarihi: 6 Haz 2021


Bank Asya'ya para yatırma işleminin FETÖ terör örgütüne yardım veya üyelik olarak değerlendirilebilmesi için özellikle Ocak 2014, 4 Şubat 2015 ve 30 Mayıs 2015 tarihlerindeki para yatırma ve çekme işlemleri mahkemelerce göz önüne alınmaktadır. Genellikle de bu tarihlerdeki para yatırma işlemleri Bank Asya'ya destek olarak değerlendirilmektedir.

Ancak bu tarihlerde de Bank Asya'ya yatırılan paraların Bank Asya'ya destek değil, rutin bankacılık faaliyeti olarak değerlendirilebileceği yönünde verilmiş olan bazı Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay kararlarına özet halinde yazımızda yer verilmiştir.


Gaziantep BAM, 18. CD., E. 2018/568 K. 2019/406 T. 11.3.2019


Silahlı terör örgütünün en önemli finans kaynaklarından olan Bankasya'da önceden herhangi bir hesabı bulunmayan sanığın silahlı terör örgütü liderinin bankanın kurtarılması yönündeki talimat döneminin hemen akabinde 20/03/2014 tarihinde hesap açtırıp para yatırması eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçu yerine silahlı terör örgütüne üye olmadan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu oluşturabilmesi ihtimaline binaen davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına karar verilmiştir.

Bankasya Katılım A.Ş.'den temin olunan hesap hareketleri yönünden bilirkişi raporu alınmış, rapor içeriğinde sanığın 20/03/2014 tarihinde katılım hesabı açarak bankaya 2700 Euro yatırdığının ve hesaba başka para girişinin bulunmadığı belirtilmiş, bu hususun sanığın savunması ile uyumlu olduğu, sanığın örgüt yöneticilerinin vermiş olduğu diğer talimat dönemlerinde ayrıca bir katılım hesabı açma, hesaba para yatırma ya da bankaya TMSF tarafından el konulmasından sonra vadesinden önce hesabı kapama şeklinde işlemlerinin olmadığı, hesabın 2016 yılı Temmuz ayına kadar aktif olarak kullanıldığı anlaşılmış, bu sebeple 2014 yılı mart ayında sanığın bankada hesap açtırıp para yatırma eyleminde, savunmasının aksini gösterir işlemin örgüt liderinin talimatı doğrultusunda yapıldığına, sanığın örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu işlediğine dair de mahkumiyetine yeterli bulunmadığı değerlendirilmiştir.

İlk derece Mahkemesi olan Kahramanmaraş 3.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 01/03/2018 tarih ve 2017/444 Esas 2018/75 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan dolayı açılan kamu davasında hükmolunan beraat kararına karşı ilk derece Cumhuriyet savcısı tarafından istinaf talebinde bulunulmuş ise de, ilk derece mahkemesince toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin "..... dosya kapsamındaki delillerden sanığın talimat üzerine terör örgütüne destek olmak maksatlı olarak söz konusu bankaya para yatırdığına dair şüpheden uzak bir kanaate varılamadığı, bu sebeple yukarıda açıklandığı üzere terör örgütü üyeliği suçunun unsurları oluşmamakla birlikte sanığın şüpheden yararlanması gerektiği hususu da nazara alındığında mütalaa edildiği üzere sanığın 'örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi' olarak da nitelendirilmesinin mümkün olamayacağı kanaatine varılmış, sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütü üyeliği suçunu işlediğine yönelik her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı bir delille suçu sabit olmadığı" şeklinde gerekçesi ile sanığın beraatına karar verilmesi yönündeki kabulünün yerinde olduğu, mahkemece yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve taktirine, gösterilen gerekçe ve uygulamaya oluşa ve dosya içeriğine göre; mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, kararda bir isabetsizlik görülmediği anlaşıldığından, Cumhuriyet savcısının istinaf itirazları yerinde görülmeyerek açılan duruşma sonunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:

1- Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ilk derece mahkemesince yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve taktirine, gösterilen gerekçe ve uygulamaya oluşa ve dosya içeriğine göre; mahkemenin beraate ilişkin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, kararda bir isabetsizlik görülmediği anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan Cumhuriyet Savcısının istinaf itirazları yerinde görülmemiş olmakla, İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,



Gaziantep BAM, 18. CD., E. 2018/983 K. 2019/836 T. 10.6.2019


Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 13/11/2018 tarih ve 2018/1603 Esas 2018/4170 Karar sayılı ilamında "BDDK’nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 107. maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ silahlı terör örgütü ile iltisaklı Bankasya Bankası AŞ'de gerçekleştirilen rutin hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceği", 22/10/2018 tarih ve 2017/3801 Esas 2018/3506 Karar sayılı ilamında da "örgüte müzahir dernek ve sendikaya üye olma eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceği" belirtilmiştir.

Tüm bu açıklamalar ışığında, vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması için hakkında kamu davası açılan ve FETÖ silahlı terör örgütü üyelerinin kendi aralarında haberleşmeyi sağlamak amacı ile kullandıkları gizli haberleşme proğramını kullandığına dair bir tespit olmayan sanığın, evinde örgütsel yayın bulundurmak, örgüte müzahir sendikaya üye olmak, örgütsel yayına abone olmak ve örgütün finans kurumu olarak kullandığı bilinen Bankasya 'da mutad bankacılık işlemleri yapmak şeklindeki eylemlerinin örgüt hiyerarşisi içerisinde yer aldığına ve silahlı terör örgütüne üye olma suçuna delil teşkil etmemesi, dosyada mevcut Bankasya 'dan temin olunan hesap ekstresi içeriğince, silahlı terör örgütünün en önemli finans kaynaklarından olan Bankasya 'da 22/11/2013 tarihinde açtığı, hesabında 20/05/2014 tarihinden 2015 yılı Aralık ayına kadar farklı tarihlerde ve birden fazla kez para yatırma, katılım hesabı açma işlemleri yaptığı, bu işlemlerin örgüt yöneticilerinin Bankasya 'ya destek olunması yönündeki değişik tarihli çağrıları ile de sınırlı olmadığı ve devamlılık arz ettiği, 2015 Mayıs ayı içerisinde TMSF tarafından Bankasya yönetimine tamamıyla elkonulduktan sonra da bu hesaba para aktarma ve katılım hesabı açma işlemlerine devam ettiği anlaşılan sanığın, Bankasya 'ya örgüt yöneticilerinin talimatına uyarak bankanın kurtarılması ve maddi destek sağlamak amacıyla para yatırdığına ve suç kastı bulunduğuna dair, savunmasının aksini gösterir, cezalandırılmasına yeter derecede her türlü kuşkudan uzak, somut, kesin ve şüpheden arınmış inandırıcı delil bulunmaması sebebi ile ve şüpheden sanığın yararlanması gerektiğine ilişkin evrensel ceza hukuku prensibi de gözetilerek atılı suçtan beraati yerine yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı ve sanık müdafinin istinaf itirazları bu yönüyle yerinde ise de;

Belirtilen bu hukuka aykırılık, olayın daha fazla araştırılmasını veya aydınlatılmasını gerektirmeyen ve CMK'nın 303/1-a maddesi uyarınca düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olmakla;

Sanığın mahkumiyetine dair ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak,

" 1- Her ne kadar sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan cezalandırılması için kamu davası açılmışsa da, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması sebebiyle 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince BERAATİNE,


Gaziantep BAM, 3. CD., E. 2018/318 K. 2018/1637 T. 02.10.2018


ÖZET: Sanığın, söz konusu bankada (Bank Asya) 21.07.2014 tarihinde .. TL ve … TL olmak üzere … TL. tutarında katılım hesabı açtığı, katılım hesabının vadesinin dolması ile birlikte ilgili tutarların çekildiği, en son 26/08/2014 tarihinde … TL. nin çekildiği, sanığın anılan bankada 19 farklı hesabının olduğu, kredi kartı hesabı ayrı, DİT kart hesabı ayrı, USD hesabı ayrı, birikim hesabı ayrı, katılım hesabı ayrı, vs şekilde birçok hesap açıldığı, sanığın 2008 yılından itibaren hesabı aktif olarak kullandığı, işlemlerinin 15/07/2016 tarihine kadar devam ettiği, bankanın TMSF ye devredildikten sonra bile bu müşteri ilişkisinin son bulmadığı, sanığın savunmasında belirttiği ve TAKBİS kayıtlarında da belirtildiği üzere 26/08/2014 tarihinde Z… Yapı şirketinden ev aldığı, sanığın bunun öncesinde ise uzun yıllardır biriktirdiği birikimlerini Bank Asya ya 1 aylığına yatırdığı, nitekim sanığın bankaya para yatırdığı ilk tarihinde 2014 yılı Temmuz ayı olduğu, sanığın ev almak amacıyla bankaya yatırdığı parasını 1 ay sonra çekerek ev aldığının sabit olduğu, örgüt tarafından para yatırma talimatının ilk olarak örgüt lideri tarafından 29.12.2013 tarihinde verildiği, 29.12.2013-30.06.2014 tarihleri arası birçok hesaba yüklü miktarda para yatırma işleminin gerçekleştiği, sanığın ise bu tarihler arasında herhangi bir para yatırma işlemi yapmadığı, 2014 yılı temmuz ayında yatırdığı parayı 21/08/2014- 26/08/2014 tarihinde de çektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın FETÖ/PDY örgüt lideri Fetullah Gülen'in 25.12.2013 tarihli çağrısı üzerine Asya Katılım Bankası'nda bulunan hesabına para yatırarak FETÖ/PDY terör örgütüne yardım suçunu işlediği konusunda cezalandırılmasına yeter derecede her türlü kuşkudan uzak, somut, kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı, şüpheden sanığın yararlanacağına ilişkin evrensel ceza hukuku ilkesi de gözetilerek sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı ve sanık müdafi ile Cumhuriyet savcısının istinaf itirazları bu yönüyle yerinde görülmüş olduğundan açılan duruşma sonunda sanığın beraati yönünde hüküm kurulmuştur.


Gaziantep BAM, 3. CD., E. 2018/3201 K. 2020/44 T. 21.1.2020


İlk derece Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 16/10/2018 tarih, 2018/128 esas, 2018/160 karar sayılı kararı ile; sanık K2 'nın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne ait olan ve örgüte finans sağlayan Bank F1 isimli bankada hesap açarak FETÖ/PDY’nin sözde lideri K1 ’in zor durumda kalan Bank F1 'nın kurtarılması amacıyla bu bankaya para yatırılması yönünde kampanya başlatılması talimatını verdiği 25 Aralık 2013 tarihinden sonra örgüt liderinin talimatı doğrultusunda bu bankaya para yatırdığı gerekçesiyle örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım etme suçundan TCK'nın 314/3 ve 220/7 maddeleri yollamasıyla TCK'nın 314/2, 220/7, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK'nın 62, 53/1-2-3. maddeleri uyarınca mahkumiyetine karar verilmiş ise de; sanığın 14/09/2001 yılında Bank F1 da hesap açılışında bulunduğu, bu hesabın yatırım hesabı olduğu, 17/25 Aralık 2013 tarihi öncesinde ve sonrasında belli periyotlarla benzer nitelikte katılım hesabı açtığı, havale, döviz alış döviz satış, hesaba kasadan para yatırma işlemlerinin olduğu, ayrıca bankaya kayyum atandıktan sonra da hesaplarında para bulunduğu, sanığın hesap bilgileri ve hesap hareketleri ile sanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde beyanlarının tutarlı olduğu, dolayısıyla kullanım alışkanlığına uygun parasal işlemlerde bulunduğunun kanaatine varıldığı, FETÖ/PDY örgüt lideri K1 'in çağrısı üzerine F1 Katılım Bankasında bulunan hesabına örgüte yardım kastıyla para yatırarak FETÖ/PDY terör örgütüne yardım suçunu işlediği konusunda cezalandırılmasına yeter derecede her türlü kuşkudan uzak, somut, kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı, şüpheden sanığın yararlanacağına ilişkin evrensel ceza hukuku ilkeside gözetilerek, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu fakat bu hukuka aykırılığın olayın daha ziyade aydınlatılmasını gerektirmeyen ve CMK'nun 303/1 ve 280/1-a maddeleri uyarınca dosya üzerinden düzeltilebilebilir nitelikte olduğu anlaşılmakla;

1- Sanık K2 hakkında Örgüt Üyesi Olmamakla Birlikte Örgüte Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme suçundan mahkumiyetine ilişkin Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2018/128 esas, 2018/160 karar sayılı hükmünün kaldırılarak, sanık K2 'nın üzerine atılı Örgüt Üyesi Olmamakla Birlikte Örgüte Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme suçundan CMK 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,


Samsun BAM, 2. CD., E. 2018/2881 K. 2019/243 T. 29.01.2019


Sanığın Asya Katılım Bankasında açılmış hesabına ait hesap hareketleri incelendiğinde; sanığın 2011 yılında açılmış hesabının bulunduğu, 30/01/2014 tarihinde 25.000 TL bedelli katılım hesabı açıldığı anlaşılmış ise de,anılan Bankanın 04/02/2015 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından yönetiminin devralınmasından ve BDDK'nın 29/05/2015 tarih, 6318 sayılı kararı ile tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)'ye devredilmesine karar verdiği tarihten sonra da hesabını açık tuttuğu ve halen kullanmaya devam ettiği, yapılan işlemlerin rutin bankacılık işlemleri olduğu, sanığın Çorum Eğitim Sevenler Derneği ve Aktif Eğitimciler Sendikasına üye olmasının ve tanıklar ........ ve ........'in beyanlarına göre dinleyici olarak sohbete katılmasının ve ÇESDER isimli dernekte dernek müvetelli heyeti üyesi olmasının tek başına örgüt üyeliği için yeterli olmadığı anlaşılmış olup, her ne kadar karardan sonra istinaf aşamasında ........'in beyanları gelmiş ise de; ........'in beyanlarına göre, sanığın 2009-2010 yıllarında dinleyici olarak sohbete gitmesinin ve mütevelli heyetinde olmasının tek başına mahkumiyetine yeterli olmadığı, tüm dosya kapsamında sanığın örgütle organik bağ kurarak süreklilik, yoğunluk, çeşitlilik arz eden eylemlerinin bulunmadığı, sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereğince sanık hakkındaki İlk Derece Mahkemesinin mahkumiyet kararı kaldırılarak beraat kararı verilmesinin gerektiği anlaşılmakla;



Samsun BAM, 2. CD., E. 2018/1024 K. 2018/1208 T. 17.05.2018


Sanığın Bank Asya'daki hesabını 04/10/2012 tarihinde açtığı 2.000,00 Euro para yatırılıp aynı tarihte 1.500,00 Euro tutarında yurt dışına EFT gerçekleştirildiği, 2012 yılı içerisinde başkaca hesap hareketi olmadığı, 2013 yılında sanığın 21/02/2013 tarihinde hesabından 500,00 Euro para çekme işlemi gerçekleştirdiği, 31/01/2014 tarihinde 6.000,00 ve 17.000,00 TL, para yatırdığı, daha sonra 03/02/2014 23.000,00 TL meblağlı vadeli katılım hesabı açtığı, bu hesabı 09/05/2014 tarihinde kapattığı ve mevcut vadesiz hesaplarını da biri hariç 2014 yılı içerisinde kapattığının tespiti karşısında, sanığın silahlı terör örgütü FETÖ elebaşısının çağrısı öncesinde de hesap hareketinin devam ettiği, kaldı ki çağrı üzerine para yatırmış olsa aynı yıl içerisinde üstelik yaklaşık 3 ay sonra bankadan parasını çekmesinin düşünülemeyeceği ayrıca başka bankalarda da parasının olduğunun anlaşılması ve bu paralarını aynı tarihlerde Bank Asya'ya yatırmaması hep birlikte değerlendirildiğin de, sanık hakkında örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçunun oluşmayacağı, bu sebeple ilk derece mahkemesince sanık hakkında tesis olunan mahkumiyet hükmünün kaldırılarak, sanık hakkında açılan kamu davasından atılı suçun sanık tarafından işlendiğine dair her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereği beraatine karar verilmesinin gerekmesi karşısında, İlk Derece Mahkemesi'nin kararının kaldırılması gerektiği anlaşılmıştır.



Samsun BAM, 2. CD., E. 2018/2243 K. 2018/2289 T. 17.12.2018


Sanığın örgütün mali açıdan kalesi sayılan Bankasya'ya para yatırması eyleminin yardım olarak nitelindirilebilmesi için bu eylemini örgütün sözde liderinin çağrısı üzerine gerçekleştirdiğinin hiç bir şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmış olmasının gerektiği,

Dosya arasında bulunan sanığın Bankasya'daki hesap hareketleri incelendiğinde; sanığın bank asya isimli bankada 18/05/2001 günü açılmış hesabının bulunduğu, hesabında çeşitli bankacılık işlemleri yanında, örgüt liderinin "Bankasyayı kurtarın" talimatından kısa bir süre sonra 20/01/2014 tarihinde anılan bankada katılım hesabı açtığı ve bu hesaba 58,500 TL tutarında para yatırdığı görülmektedir.

Ancak sanığın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından 04/02/2015 tarihinde yönetimini devraldığı Bank Asya'nın, 29/05/2015 tarih ve 6318 Sayılı Kararı ile tamamen Tasararruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)'ye devredilmesine karar verdiği tarihten sonra da bu hesabı kapatmayarak kullanmaya devam ettiği ve 2016 yılına kadar hesabın açık olduğu anlaşılmaktadır.

Sanığın anılan bankada katılım hesabı açılış tarihi ile bu hesaba altın/para yatırdığı tarihlerin örgütün sözde liderinin talimatlarına uygun olduğu ancak sanığın hukuki durumunu değerlendirirken sadece hesap açılış ve para yatırma tarihlerinin değil, hesabını kapattığı ya da sıfırladığı tarihlerin de suçun sübutu açısından önem arzettiği, somut olayda sadece hesabın açılış ve altın/para yatırılış tarihleri nazara alınarak sanığın örgütün sözde liderinin talimatları doğrultusunda hareket ettiğinin değerlendirilebileceği ancak sanığın diğer örgüt mensuplarının aksine anılan bankanın devlet yönetimine (BDDK ve TMSF) devredildiği tarihten sonra da hemen hesabını kapatmadığı ve sıfırlamadığı, 2016 yılına kadar fiilen kullanmaya devam ettiğinin anlaşılması karşısında; örgütün sözde liderinin talimatıyla hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereğince sanık hakkındaki İlk Derece Mahkemesi'nin mahkumiyet kararı kaldırılarak beraat kararı verilmesinin gerektiği;


Konya BAM, 2. CD., E. 2018/235 K. 2019/188 T. 18.02.2019


yukarıda da belirtildiği üzere dosyaya ibraz ettiği diğer bankalara ait hesap özetlerine göre bir kısım örgüt üyelerinin Bank .....'yı kurtarmaya yönelik bu bankaya para yatırdıkları bir dönemde sanığın diğer bankalarda çok yüksek miktarlarda hesap hareketlerinin bulunması ve bu bankalardan kredi kullanması, ayrıca kendisinin Konya ilinde kuyumculuk işi ile uğraşması nedeniyle çok daha yüksek miktarlarda Bank .....'ya para yatırma imkanı olduğu halde başkaca bir para yatırma işleminin bulunmaması, 2013 yılı sonrasında örgütsel sohbet ve toplantılara katıldığına, örgüte yardım ve himmette bulunduğuna dair bir tespit ve anlatımın bulunmaması, çocuğunu örgüte müzahir okula gönderip 2015-2016 döneminde başka okula alması şeklindeki fiilinin yerleşmiş Yargıtay kararları da nazara alındığında örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyecek olması, örgüte müzahir herhangi bir şirket, dernek, vakıf ve sendika kayıtlarının bulunmaması, bylock ve diğer gizli haberleşme programlarını kullandığına dair herhangi bir tespit bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın savunmasına itibar edilmesi gerektiği, bu durumda sanığın talimat üzerine hareket ederek söz konusu bankaya yardım amacıyla para yatırdığına dair savunmasının aksine delil bulunmadığı,



YARGITAY, 16. CD., E. 2019/4536 K. 2020/1712 T. 04.03.2020


Dosya kapsamına ve kabule göre; örgüt hiyerarşisinde üçüncü kat veya daha yukarı katmanlarda yer aldığı ortaya konulamayan, FETÖ/PDY’nin terör örgütü olduğu kamuoyu tarafından bilinir hale gelmesinden sonra örgütsel faaliyetlerin ortaya konulmasının gerekliliği dikkate alındığında, örgütün talimatı doğrultusunda 2014 yılı içinde BankAsya’ya hesap açarak para yatırmak suretiyle örgütsel faaliyetlerine devam ettiğine ilişkin kabule varılmış ise de, sanığın savunması ve tanık ...’in beyanları karşısında, sanığın örgütle iltisaklı bankaya örgüt liderinin talimatıyla para yatırıp yatırmadığının tespiti açısından, sanığın söz konusu banka ve varsa diğer bankalar nezdinde bulunan hesap hareketlerinin talimat öncesi ve sonrası tarihleri de kapsayacak şekilde dosyaya getirilip gerektiği takdirde hesap hareketlerine dair bilirkişiden rapor alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirine;



YARGITAY, 16. CD., E. 2019/5450 K. 2020/3082 T. 25.06.2020


b-) Sanığın FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı BankAsya’nın TMSF’ye devrinden sonraki hesap hareketlerinin bir suç unsuru içermediğinin gözetilmemesi,

2-)Sanık ... yönünden;

a-)Sanık hakkında veri inceleme raporunun, veri inceleme raporuna dayanak delilin elde edilişine dair gizli tanık Garson’un daha önce hakim huzurunda alınan ifade tutanağı ve CMK’nın 134. maddesine göre alınan mahkeme kararı ve varsa ayrıntılı analiz raporunun soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından araştırılıp getirtilmesi,

b-)Uyap’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanık hakkında bilgi ve beyan olup olmadığının araştırılması,

Yukarıda belirtilen belgelerin CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyeceklerinin sorulması ile tüm dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,

Kanuna aykırı, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA,



Ceza-Fetö-Avukat Y. Buğra ALAYBEYOĞLU


18.230 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page