top of page
  • Yazarın fotoğrafıYiğit Buğra Alaybeyoğlu

HAKARET SUÇU

Güncelleme tarihi: 7 May 2021


          T.C. Anayasası Madde 17/1: “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”

          Gerek insan haklarına ilişkin uluslararası metinlerde, gerekse anayasa ve kanunlarda kişiler hep maddi ve manevi varlıkları ile hukukun korunması altına alınmışlardır. Kişinin haysiyeti ve onuru, onun hayatı ve vücut bütünlüğü değerleri kadar önemlidir. Nitekim anayasanın 17. Maddesinde de kişinin maddi ve manevi varlığı birlikte korunmaya alınmıştır.

          Hakaret suçu ile kişinin kişinin manevi benliğinin bir parçası olan şerefi zarar görmektedir.

           “Hakaret” kelimesi; Türk Dil Kurumu tarafından onur kırma, onura dokunma, küçültücü söz veya davranış olarak tanımlanmıştır. Madde incelendiğinde, suçun gerçekleşmesi için iki seçimlik hareket öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Bu seçimlik hareketlerden birisi; somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi, diğeri ise soyut yakıştırmalarda bulunmak, sövmek suretiyle kişinin manevi şahsiyetine saldırılmasıdır. İki seçimlik hareketin, ceza yaptırımı bakımından farkı bulunmamaktadır. Ancak suçun somut olgu veya fiil isnadı suretiyle işlenmesi durumunda; isnadın ispatı (TCK m.127), iddia ve savunma dokunulmazlığı (TCK m.128) hukuka uygunluk nedenlerinden yararlanma olasılığı varken, suçun sövmek suretiyle işlendiği durumda bu müesseseler gözetilmez.

           Hakaret suçunun somut olgu veya fiil isnadı biçiminde gerçekleşmesi halinde; yer, zaman ve konu olarak belirli, geçmişte veya şimdi meydana gelen, aksi ispatlanabilir bir olay isnadı bulunması gerekir. Suça konu ifade; kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek kudrette olmalıdır. İsnadın suç oluşturup oluşturmayacağı konusunda; isnat konusu kişinin, toplumdaki konumu, medeni durumu, sosyal yaşantısı gibi kişiye özel hususlar gözönünde bulundurulmalıdır.

          Diğer seçimlik hareket sövmek suretiyle onur, şeref ve haysiyete saldırıdır. Sövmek fiilinin tanımı; somut bir fiil isnadı ihtiva etmeyen, herhangi bir olayla ilişkilendirilemeyen, şeref ve haysiyeti rencide eden, aşağılayan, hor gören her türlü yakıştırma olarak yapılabilir. Sövme yoluyla hakaret suçunu oluşturduğu konusunda tereddüde düşülen sözcüklerin; bu suçu oluşturup oluşturmadığının belirlenmesinde, bölgesel özellikler, fiilin icra edildiği bölgede o kelimelere verilen anlam, örf ve adet, fiilin işlenmesi sırasında hal ve şartlar gibi hususların dikkate alınması gerekir.



HAKARET SUÇUNDA FAİL

          Hakaret fail bakımından bir özellik göstermeyen her gerçek kişi tarafından işlenebilen bir suçtur.

          Hakaret suçunun basın yoluyla işlendiği hallerde suçun failinin kimler olduğu hususu 5187 sayılı Basın Kanununun 11. Maddesine göre belirlenir. Buna göre, süreli yayınlar ve süresiz yayınlar yoluyla işlenen suçlardan eser sahibi sorumludur.


HAKARET SUÇUNDA MAĞDUR

           Hakaret suçu mağdur bakımından da herhangi bir özellik göstermemekte olup hakaret suçu herkese karşı işlenebilmektedir. Hatta öyle ki akıl hastaları ve çocuklar dahi hakaret suçunun mağduru olabilmektedirler.

         Hakaret suçunun mağduru ancak sağ ve gerçek kişiler olabileceğinden hakaret suçunun ölmüş kişilere karşı işlenmesi mümkün değildir. Nitekim ölmüş kişilere yönelik tahkir fiilleri, kişinin hatırasına hakaret başlığı ile ayrı bir suç tipi olarak yaptırım altına alınmıştır.

         Hakaret suçunun oluşabilmesi mağdurun belli olmasına veya belirlenmesinin mümkün olmasına bağlıdır. Hakaretin muhatabının ismen zikredilmediği hallerde, mağdurun kim olduğunun kullanılan sözlerden belirlenebilmesi suçun oluşması için yeterlidir.


           Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 4.4.2019 tarihli, 2018/5959 E. ve 2019/6788 K. sayılı kararına göre hakaret suçu ile ilgili olarak; “Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nisbi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir”.

54 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page