top of page
  • Yazarın fotoğrafıYiğit Buğra Alaybeyoğlu

TÜRK MEDENİ KANUNU UYARINCA MİRASÇILIK



İnsan doğar, yaşar ve ölür. İnsanın yaşam hayatı sona erdikten sonra da gerisinde genellikle mirasçı bırakır. Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü neticesinde bazı hak ve borçları re’sen üzerinde geçen gerçek kişilerdir. Mirasçılar yalnızca gerçek kişi olabilir. Öte yandan ölüme bağlı tasarruf ile de mirasbırakan iradi mirasçı olarak bir tüzel kişiliği mirasçı olarak ataması mümkün olabilir.


4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda üçüncü kitap miras bölümü olarak düzenleme alanı bulmuştur. Yasanın miras hükümleri m.495 vd. düzenlenmiştir. Medeni kanunun üçüncü kitabının birinci kısmı mirasçılar, bunun birinci bölümü ise yasal mirasçılar olarak kaleme alınmıştır.


TMK m.495 vd. hükümleri dikkate alındığında mirasbırakanın yasal mirasçıları dört tanedir. Bunlar zümre mirasçıları, sağ kalan eş, evlatlık ve devlettir. Bunların bazıları arasında beraber mirasın beraber kazanılması gündeme gelebilirken, hiçbir mirasçı kalmaması halinde miras devlete intikal eder.


Zümre mirasçıları TMK m.495, 496, 497 düzenlenmiştir. Birinci zümre mirasçıları, mirasbırakanın alt soyudur. Bunlar mirasbırakanın çocuklarıdır. Altsoyda sınır yoktur. Halefiyet ilkesi gereği altsoyun ölümü durumunda miras onun altsoyuna akar.


İkinci zümre mirasçılar ise, anne baba ve onlardan doğanlardır. Anne babanın mirasçı olamadığı durumlarda her derecede kendi alt soyları mirasçı olurlar. Bu durumda anne babaya düşecek miras hayatta olmamaları halinde kardeşlere düşecektir. Bu durumda kardeşin mirasçılığı gündemde olur.


Üçüncü zümre mirasçılar ise, büyük anne büyük baba ve onların altsoyudur. Büyük anne ve büyük babamın hayatta olmamaları durumunda her derecede eşit olmak üzere kendi alt soyları mirasçı olur. Bu durumda anne ve babanın ve alt soylarının, büyük anne ve büyük babanın hayatta olmaması durumunda ölen kişinin mirasçısı dayı, amca, hala, teyze veya kuzenler olabilir.


Sağ kalan eşin mirasçılığında ise yasamız bu nitelikteki eşi yasal mirasçılar arasında saymıştır. Sağ kalan eş, mirasbırakanın resmi nikahlı ve ölüm halinde resmi nikahı devam eden eşidir. Dolayısıyla boşanma halinde, imam nikahlı evliliklerde, sevgili yaşantısı, nişanlılık gibi durumlarda mirasçılık söz konusu olamayacaktır.


Evlatlığın mirasçılığı yasanın 500. maddesinde düzenleme alanı bulmuştur. Yasanın öngördüğü şartlar neticesinde hukuken evlat edilen kişi altsoyu, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olur. Burada evlatlık hem evlat edinene hem de kendi ailesinde mirasçı olarak çift hattan mirasçı olabilir.


Devletin mirasçılığı ise yasamızın 501. Maddesinde uygulama alanı bulmuştur. Bu ihtimalde devlet vatandaşlık bağına dayalı olarak ölen kişinin mirasçısıdır. Devlet, mirasbırakanın zümre mirasçısı, eşi, evlatlığı, iradi mirasçısı olmadığı durumlarda doğrudan mirasçı olur. Dolayısıyla gerisinde mirasçı bırakmadan ölen kişinin mirası devlete geçer.


Avukat Yiğit Buğra ALAYBEYOĞLU & Avukat Mustafa ÖNCÜLOKUR



75 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page